1 Aralık 2009 Salı

Kaplumbağa inadı

Kaplumbağa inadı hiç bir şeye benzemez.

Bir zaman gelmiş ve kaplumbağalar ülkesinde su tükenmiş....napçez, netçez, ne bok yicez diye düşünürken , aralarında en yaşlı olanı demiş ki;
- Şu dağı görüyor musunuz, o dağın arkasında büyük bir göl var, oraya gitmek lazım.

Ee, koca dağı hepsi birden aşamazlar. Aralarında çok yaşlı olanlarda var. Bunun üzerine oraya gidip su getirmeleri için en genç 2 kaplumbağa seçilmiş.
Genç kaplumbağalar 25 yıl sonra göle ulaşmışlar. Ancak çıkmışlar dağı. Hem nasıl olsa uzun yıllar yaşıyolar. Ve o anda farketmişler. Suyu alıp götürmek için yanlarına kap almayı unutmuşlar...
Kaplumbağalardan biri;
- Hastirrr, ee nabicas şimdii? Birimizin gidip kap alması lazım. Diğerimiz de burada beklesin ki kimse gelip içmesin sudan! En iyisi sen git!
- Sittir hayatta olmazz. Ben gidersem sen suyu içersin. O zaman köy susuz kaıir ve hepimiz ölürüz susuzluktan!
- Yok şerefsizim bak yemin ederim ağzımı sürmiyecem lan.. Sen git al gel... Ben kabı bekliyeceğim.. Söz veriyorum.
Bunun üzerine diger kaplumbağa yola çıkmış. Orada kalan da beklemeye baslamış.
Aradan 30 yıl geçmiş.. 50 yıl.. 60 yıl.. Sonunda bekleyen kaplumbağa bu böyle olmayacak demiş...Galiba gelmeyecek bu.. Köydekiler de öldü herhalde susuzluktan...
En iyisi ben biraz su içeyim de bari ben hayatta kalayım.. Kaplumbağaların soyu devam etsin..
Tam eğmis kafasını göle doğru bir yudum alacakken çalıların arkasından bir ses duyulmuş...
- Bak bak ibnenin evladına bak, böyle yaparsan gitmem vallaaaa !!!!!!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder