30 Haziran 2009 Salı

Sabah Sabah Eşek Şakası

0 yorum

Sabah sabah bana bunu yapsalar, adamları doğduklarına pişman ederim vallahi!

Şoför olurdum

0 yorum
Ali okula yazılacakmış. Ama çok fırlama bir çocuk olduğundan babası bazı önlemler almaya karar vermiş ve okuldaki öğretmenine ve diğer öğretmenlere durumu anlatmış. Sıra servis şoförüne gelmiş. Servis şoförüne oğlunun ne kadar fırlama olduğunu anlatmış. Şoför hiç oralı olmamış içinden, "ufacık çocuk ne kadar fırlama olabilir ki?" demiş... Okul günü gelmiş ve Ali alınması gereken yerden servise binmiş. Yolculuğun ilk başlarında sakin sakin oturan Ali daha sonra şoförün yanına gelerek "amca benim annem tavuk babam horoz olsaydı ben civciv olurdum değil mi?" demiş. Şoför: - "Evet yavrum, şimdi geç yerine otur" demiş. Biraz sonra Ali yine şoförün yanına giderek "amca benim annem inek babam boğa olsaydı ben buzağı olurdum değil mi?" demiş. Şoför biraz sinirli: - "Evet, şimdi git yerine otur", demiş. Biraz sonra Ali yine şoförün yanına gelerek "amca benim annem" demeye kalmadan şoför Ali'ye "ben sana bir soru soracağım" demiş ve ardından "senin annen orospu baban pezevenk olsaydı sen ne olurdun bakayım?" demiş. Ali sırıtarak cevap vermiş: - "ŞOFÖR".

Geçmiş zaman

0 yorum
Türkçe dersinde öğretmen sordu: - "Ben güzelim, dediğim zaman bu hangi zaman formundadır?" - "Geçmiş zaman öğretmenim."

Hangi okulda?

0 yorum
Ahmet okuldan eve çok mutlu bir halde geldi. - "Okulda ne yaptınız?" - "Patlayıcı madde imal ettik." - "Peki yarin ne yapacaksınız okulda?" - "Hangi okulda?"

Yazı tura

0 yorum
Temel üniversite sınavına girmiş. Her soruda yazı tura atarak cevapları vermiş. İki saat sonra öğrencilerin çoğu sınav kağıdını verip salonu terk etmiş, Temel hala yazı tura atıyor. Öğretmen gelip başına dikilmiş: - "Temel hepsini yazı tura atıyorsun, hala bitiremedin mi?" Temel: - "Hocam bir saat önce bitirdim ama cevaplarımı kontrol ediyorum!"

Daha çok istiyor

0 yorum
Çocuk, okuldan bir gözü şiş olarak dönünce, annesi telaşlanır: - "Oğlum ne oldu gözüne? Düştün mü yoksa?" - "Hayır düşmedim. Arkadaşım Orhan'la dövüştük. Ben de yarın onun gözünü şişireceğim!" Annesi oğlunu yatıştırmaya çalışır: - "Sakın ha! Dövüşmek iyi birşey değil. Ben sana yarın pasta çörek vereyim. Arkadaşına da ver, barışın. Güzel güzel oynayın olmaz mı?" - "Olur anneciğim, barışırız." Ertesi gün, çocuk öteki gözü de şişmiş olarak döndü. Annesi merakla sordu: - "Yine ne oldu?" - "Arkadaşım yaptı; daha çok pasta, çörek istiyor!"

Stil

0 yorum
Öğretmen öğrencilere soru soruyor: - "Ağaçta 7 kuş var. Avcı ateş ediyor, 3 tanesini vuruyor. Ağaçta kaç kuş kaldı?" Biri cevap veriyor: - "4 kuş kalır." Başka bir çocuk da hemen atılır: - "Hayır öğretmenim ateş edince bütün kuşlar uçar, ağaçta hiç kuş kalmaz..." Öğretmen bunun üzerine: - "Cevap yanlış ama stilini sevdim", der. Çocuk buna karşılık verir: - "Öğretmenim, ben de bir soru sormak istiyorum... Karşıdan 3 bayan geliyor, ellerinde dondurma var. Biri yalayarak yiyor, biri emerek, biri de ısırarak... Bu bayanlardan hangisi evlidir?" Öğretmen düşünüyor, düşünüyor... - "Emerek yiyen evlidir", diyor... Çocuk cevap veriyor: - "Hayır öğretmenim, parmağında alyansı olan... Ama ben de sizin stilinizi sevdim.."

Akıllanırsın

0 yorum
Nasreddin Hoca, bir handa yemek yemek ister. Ancak onunla aynı zamandan başka bir yolcu daha hana girmiştir ve yemek üzere sadece bir balık vardır. Hancı bunu paylaşın der. Balık gelir ve hoca -"Ben kafasını yemek istiyorum", der. Diğre yolcu bunun nedenin sorar, hoca açıklar: -"Çünkü, balığın kafası zeka yapar, kafanın daha iyi, daha sağlıklı çalışmasını sağlar!" Bunun üzerine diğer yolcu hemen kavga çıkarır ve balığın başını yemek istediğini söyler. Bunun üzerine hoca balığın gövdesini, diğer adam da başını yer. Bir süre sonra, balığın başıyla doymayan adam hocaya çıkışır: -"Ya hoca, başını ben yedim ama sen bütün gövdeyi yiyip karnını doyurdun, bense aç kaldım..." -"Bak demedim mi sana akıllanırsın diye!"

Şu notayı

0 yorum
Nasreddin Hoca'dan saz çalması istenir, o da saz çalmayı bilmediğini söyler. Halk bağırır çağırır, "hoca olmuşsun, nasıl saz çalamazsın" diye, o da çaresiz sazı eline alır. Bir saat boyunca, telin hep aynı yerine vurarak hep aynı notayı çalar, kalabalıktan biri seslenir: -"Hoca, biz çok sz çalan gördük, saz böyle çalınmaz. Saz çalarken parmaklar sürekli aşağı yukarı gider!" -"Onların elleri aşağı yukarı gider çünkü onlar benim şu bulduğum notayı aramaktadırlar!"

İki ciddi neden

0 yorum
Sabah anne, oğlunun odasına girdi ve onu uyandırdı. "Haydi oğlum, uyan artık. Okula geç kalacaksın..." Oğlu, yarı açık gözlerle annesine baktı ve uykulu bir sesle "fakat anne, bugün okula gitmek istemiyorum" dedi. Anne, oğlunun isteğine karşı çıktı: "Okula neden gitmek istemiyormuşsun bakayım?" dedi. "İki ciddi neden söyle bana..." Oğlu bir yandan esnerken, bir yandan da annesini yanıtladı: "Okuldaki tüm öğretmenler benden nefret ediyorlar, biiir... Tüm öğrenciler de nefret ediyorlar, ikiii... Bu iki ciddi nedenim yeter mi, anne?" Annesi oğlunun nedenlerini geçerli bulmadı; "bunlar okula gitmemen için neden olamaz" dedi. "Şimdi hemen kal ve çabuk hazırlan..." Bu kez oğlu iki ciddi neden göstermesini istedi annesinden: "Sen de bana, okula kesinlikle gitmemi gerektirecek iki ciddi neden gösterebilir misin, anne?" dedi. Sabrı tükenme noktasına gelen anne, oğlunun üstündeki yorganı hızla çekti ve oğlunun istediği iki ciddi nedeni ondan sonra açıkladı: "Birinci ciddi neden, 52 yaşında koskoca bir adamsın..." dedi şöyle devam etti: "İkinci ciddi neden ise, sen okulun müdürüsün, oğlum..."

Ne dikiliyorsun orada?

0 yorum
Hoca bir gün geç vakit evine gelmiş, bir de bakmış ki pişkin hırsızın teki evin önüne bir araba çekmiş, eşyalarını arabay yüklüyor. Adamın yanına gelip seyretmeye başlamış. Adam kimin evini de soyduğunu bilmediğinden bozuntuya vermemiş ama en sonunda sormuş: -"Ne dikiliyorsun başıma be adam! Ev taşıyoruz burada işte!" -"Taşıdığın ev benim evim de, ondan seyrediyorum ..."

Fuck

0 yorum

Neresinde olmalı?

0 yorum
Hocaya sormuşlar, "cenaze taşınırken tabutun ne tarafında olmak gerekir? Sağında mı, solunda mı, arkasında mı olmak daha uygun olur?" Hoca şöyle bir bakmış, "Valla efendiler içinde olmayın da, neresinde olursanız olun!"

Siz de görün

0 yorum
Nasreddin Hoca, eşeğini satmak üzere pazara getirmiş ve tellala teslim etmiş. Ama eşekte bir huysuzluk, bir asilik. Gelene vuruyor, geçene anırıyor. En sonunda ahali toplanmış, hocaya çıkışmışlar: -"Yahu kim alır böyle huyu bozuk eşeği?" -"Ben de zaten satmaya getirmedim a komşular, neler çektiğimi bir de siz görün diye getirdim!"

Karın evde durmuyor

0 yorum
Nasreddin Hoca'yı bir arkadaşı yarmış: -"Hocam bak senin karın hiç evde durmuyor, bütün gün komşu komşu geziyor. Bence sen onun kulağını bir çekiver." -"Tamam" demiş hoca, -"görürsem söylerim!"

Kime inanıyorsun?

0 yorum
Komşusu hocadan eşeğini istemeye gitmiş, hoca da adamı sevmediği ve eşeği vermek istemediği için bir şeyler uydurmuş, "eşek evde değil" demiş. Adam tam evden çıkacakken, eşek anırmasın mı? Adam hocaya dönmüş, -"Bu ne demek şimdi hoca? Hani eşek evde değildi?" -"Ne diyorsun sen yahu, yok dedik ya! Bana mı inanıyorsun, eşeğe mi?"

Ölçmüş, biçmiş, gidiyor

0 yorum
Arkadaşlarından biri Hocaya sorar: - "Hoca, Dünya kaç metre?" Tam o sırada bir cenaze geçiyormuş yanlarından. Hoca onu göstererek: - "Ona sor! Bak, ölçmüş biçmiş, gidiyor!"

Sen de haklısın

0 yorum
Kadılık yapmakta olan Hoca davalıyı dinler, "Haklısın!" der. Davacı hemen atılır ve olayı uzun uzun anlatır. Dikkatle dinleyen Hoca ona dönerek, "Sen de haklısın!" deyince, yardımcısı Hoca'ya, "Hocam ikisine de haklı dediniz, bunlardan biri haksız olmalı." Hoca düşünür ve yardımcısına, "Doğrusu sen de haklısın!" diye karşılık verir.

İçinde ben olsaydım

0 yorum
Akşam geç saatte eve gelen Hoca pencerede bir karaltı görür. Hanımına sus işareti yaparak tüfeğini doğrulttuğu gibi ateşler. Eve girerler, bir de bakarlar ki ateş ettikleri Hocanın cüppesi... "Hanım ucuz kurtulduk. Ya içinde ben olsaydım!" der.

Tarifi bendedir

0 yorum
Hoca bir ciğer almış evine gidiyormuş. Yolda bir dostuyla karsılaşmış. Adam: - "Bak sana güzel bir ciğer yemeği tarifi yapayım da, bunu ağız tadıyla ye", demiş. Hoca rica etmiş: - "Benim aklımda kalmaz. Bir kağıda yazıver." Adam yazıp vermiş. Hoca biraz sonra lezzetli bir ciğer yemeği yiyeceğini düşünerek dalgın dalgın giderken, bir çaylak elindeki ciğeri kapıp kaçmış... Hoca çaylağın ardından bir süre baktıktan sonra elindeki kağıdı havaya kaldırmış: - "Ağız tadıyla yiyemeyeceksin. Tarifi bendedir!"

Kusur çömlekte

0 yorum
Hocanın bir gün subaşıya işi düşmüş. Adam haraç ve rüşvet yiyen biriymiş. Hoca fakir, ne yapsın. Bir çömleğe toprak doldurmuş ve üstüne bal sıvamış. Gitmiş işini görmüş, ilamını almış, memnun. Ertesi gün kapısında bir adam bitmiş: - "Hoca demiş, subaşı ilamda bir kusur etmiş. Geri istiyor..." Hoca yutar mı: - "Kusura bakmasın evlat", demiş. "Kusur ilamda değil çömlekteydi."

Günah

0 yorum
Bir Ramazan günü Nasreddin Hoca'nın gözleri susuzluktan afallamış. Dayanamayıp bir çeşmeye çaktırmadan yanaşmış. Tam suyunu içerken, bir köylü görmüş hocayı: - "Aman hoca, günah değil midir bu yaptığın!" - "Yıkıl karşımdan, Ramazan gider bir daha gelir, ama ben gidersem bir daha gelmem; ne günahı'"

10 sene öncesi

0 yorum
Hoca'ya yaşını sorarlar, "Kırk" diye yanıtlar, "Tam kırk!" On sene sonra aynı soruyu yine "Kırk" diye yanıtlayınca, "E hocam, on yıl önce de kırk yaşında olduğunu söylemiştin" demişler. Hoca hiç bozmadan, "Evladım, ne bileyim on sene öncesini!" diye yanıtlar.

Boğazına ateş düştüğü zaman

0 yorum
Nasreddin Hoca'nın evine tüccar arkadaşı misafir olmuş. Hoca ona mantı pişirip getirmiş. Arkadaşı acele edip mantıyı hemen ağzına atınca boğazı yanmış. Boğazının yandığını belli etmemek için başını tavana doğru dikmiş ve yanmanın etkisi gidince de başını tavandan indirmeyip sormuş : - "Hocam bu tavanı ne zaman yaptınız?" Hoca hemen: - "Boğazına ateş düştüğü zaman", demiş.

Avlu karanlık

0 yorum
Nasreddin Hoca kapısının önünde bir şeyler aranıyormuş. Komşuları: - "Hayrola Hoca efendi", demişler "bir şey mi yitirdin?" - "Mühürüm düştü de..." - "Nerede düşürdün? Söyle, biz de bakıverelim." - İçerde düşürdüm, avluda." - "Avluda yitirilen şey sokakta aranır mı be Hoca?" - "Avlu karanlık. Burası daha aydınlık da onun için burada arıyorum!"

Sana ne?

0 yorum
Bir gün Nasreddin Hoca eve doğru yürüyormuş, bir arkadaşı arkadan seslenmiş "aman hoca gördün mü biraz önce geçen helva kazanı ağzına kadar doluydu". Hoca istifini bozmadan "bana ne" demiş. Arkadaşı, "ama hoca helva kazanı sizin eve gidiyordu, buna ne dersin?" demiş; hoca yine istifini bozmadan "o zaman sana ne?" demiş.

Uyuyorum

0 yorum
Bir gün Nasreddin Hoca şehire gelip, bir arkadaşıyla birlikte handa kalmış. Gece yarısı arkadaşı sormuş: - "Hocam, uyudunuz mu?" - "Buyurun bir şey mi var?" - "Biraz borç para isteyeyim demiştim." Nasreddin Hoca derhal horlamaya başlayıp: - "Ben uyuyorum!", demiş.

Bir ayak

0 yorum
Nasreddin Hoca abdest alırken, bir ayağına su yetmemiş. Namaz kılarken de bir ayağını yukarı kaldırarak namaz kılmış. Bunu gören cami cemaati: - "Hocam bu nasıl namaz?" diye sormuş. Nasreddin Hoca: - "Bir ayağı abdestsiz namaz", diye cevap vermiş.

Yakışıyor

0 yorum
Hoca Nasreddin camide vaaz verir: - "Sakın ola karınız, kızınız süslenip püslenip açık saçık kıyafetlerle sokağa çıkmasınlar." - Ama hoca senin kız hepsini de yapıyor", diye biri itiraz eder. Hoca da: - "Ama haspaya da yakışıyor değil mi?"

İçin sıyrılır

0 yorum
Nasreddin Hoca bir cimri tanıdığının evine gittiğinde tanıdığı ona bayat ekmek ile bir tabak bal ikram etmiş. Nasreddin Hoca, bayat ekmeği dişi kesmeyince sinirinden balı kaşıkla yemeye başlamış. Ev sahibinin gözü yerinden oynamış: - "Aman efendim, bal ekmekle yenmez ise, insanin içini sıyırır", demiş. Nasreddin Hoca hiç ses çıkarmadan balı bitirmiş ve: - "Kimin içinin sıyrıldığını Allah biliyor", demiş.

Sığamadık

0 yorum
Nasreddin Hocanın bir gün karısı ölmüş. Bir ay sonra kocası ölmüş bir kadınla evlenmiş. Evlendiği kadın Hoca'ya sürekli eski kocasını anlatıyormuş. Yine bir gün yatakta kocasını anlatıyormuş. İşte "benim kocam şöyle yapardı, böyle yapardı"... Hoca sinirlenmiş ve kadına bir tekme atmış ve kadın yere düşmüş. Kadın sormuş "aman hoca niye attın beni?" Hocanın da cevabı hazır: - "Eee yatakta bir sen yatıyosun bir ben bir de eski kocan üçümüz sığamadık sen de düştün.."

Göle koş

0 yorum
tiewopla

İçinde ben de vardım

0 yorum
Hoca bir gün arkadaşıyla konuşuyormuş arkadaşı demiş ki: - "Ya hocam dün sizin evden bir ses çıktı. Neydi o?" Hoca: - "Hiç sadece hanımla biraz tartıştık kavuğum merdivenlerden yuvarlandı", demiş. Arkadaşı: - "Yahu hocam hiç kavuktan bu kadar ses çıkar mı?", demiş. Hoca da: - "Ya anlasana içinde ben de vardım", demiş.

Peştemale biçtim

0 yorum
Timur ile Hoca bir gün hamama giderler. Hoş beş ederken Timur, Hoca'ya sorar: - "Hoca, ben köle olsam bana kaç para değer biçerdin?" Hoca: - "Ben bu işin tellalı değilim ama bir 15 akçe ederdin!" Bu laf üzerine Timur çok sinirlenir: - "Hoca" der, "Senin dediğini kulağın duyuyor mu? Sadece bu peştemal 15 akçe eder be!" Hoca hiç istifini bozmadan: - "Ben de zaten o peştemale biçtim bu fiyatı!"

İş kavukta mı?

0 yorum
Bir gün bir adam, elinde bir mektup, hocayı tutup: - "Hocam zahmet ya sana, şu mektubu bir okusana?" Açar bakar ki Hoca mektup baştan sona arapça.. Şöyle bir iki evirir çevirir söktüremez çaresiz geri verir. Der ki: - "Başkasına okut bunu sen.." Adam şaşırır: - "Neden?" - "Türkçe değil bu mektup okuyamam." Yine anlamaz adam, Hoca'nın okuması yok zanneder: - "Ayıp hoca, ayıp" der. - "Benden utanmıyorsan şundan utan; şu başındaki koca kavuğundan utan!" Hoca, kavuğunu çıkarıp uzatır adama: - "Madem ki" der, "iş kavuktadır; haydi bakalım, giy de şunu; kendin oku bakalım mektubunu."

Bize de uğrardı

0 yorum
Nasreddin Hoca'ya dert yanıyorlar: - "Yahu Hoca senin karın çok geziyor." Hoca: - "Olur mu canım? O kadar gezse arada bir bizim eve de uğrardı."

Düşünür

0 yorum
Nasreddin Hoca Akşehir pazarında bir adamın başına toplanmış olan kalabalığa yaklaşır. Satıcı elindeki kuşu satmaya çalışmaktadır. Yandaki tavuklar 5 akçeyken, kuşun fiyatı 50 akçedir. Hoca bir türlü fiyattaki aşırı farka anlam vermez ve sorar: - "Hemşerim bu nasıl bir kuştur ki 50 Akçe istersin?" - "Hoca efendi bu bildiğin kuş değildir bunun özelliği var." - "Neymiş özelliği?" - "Hocam bu kuşa papağan derler ve konuşur." Hoca hemen eve koşar, kümesten hindisini kaptığı gibi pazara döner. Papağan satmakta olan adamın yanında durur ve yüksek sesle: - "Bu gördüğünüz kuş sadece 100 Akçeye, gel, gelll!" Herkesten çok, papağan satan şaşar bu işe ve sorar: - "Hocam 100 Akçe çok değil mi bir hindi için?" - "Sen 50 akçeye satıyorsun ama?" - "Dedim ya hocam benim kuş konuşur ama.." - "Öyleyse, benimki de düşünür!"

Ağaç yürümezse

0 yorum
Nasreddin Hoca'ya yapılan sataşmalar tükenip bitmez. Akşehirliler bir gün Hoca'ya takılır ve sorarlar: - "Hocam senin evliyalar katında ulu bir kişi olduğun söylenir aslı var mıdır?" Hoca'nın böyle bir iddiası elbette yoktur ama bir kere soruldu ya cevaplar: - "Her halde öyle olmalı." - "Böyle kişiler zaman zaman mucizeler göstererek bu özelliklerini herkese kanıtlar. Hoca madem kabullendin göster bir mucize de görelim!" Hoca: - "Pekala şimdi size bir numara yapalım" der.. Karşısında durmakta olan çınar ağacına; - "Ey ulu çınar çabuk yanıma gel!" der. Tabii ne gelen ağaç var ne giden. Hoca yürümeye başlar ağacın yanına varır. Akşehirliler: - "Ne oldu Hoca ağacı getiremedin, kendin oraya gittin!" diye gülünce Hoca: - "Bizde kibir yoktur, dağ yürümezse abdal yürür", der.

Sünnet

0 yorum
Nasreddin Hoca'nın evine bir gün üç molla misafirliğe gelir. Üçü de birbirinden oburdur. Hoca ne yemek çıkarırsa silip süpürürler. O kadar ki sahanlarda yemek bitince, bunu da "sünnettir" diye ekmekle iyice sıyırırlar. Bu sirada odaya Hoca'nın oğlu girer. Mollalar Hoca'yı memnun etmek için: - "Aman ne güzel çocuk. Adı ne bunun?" diye sorarlar. Hoca: - "Adı Farzdır", der. Mollalar şaşırıp birbirlerine bakarlar: - "Bu ne biçim isim Hoca Efendi?" derler. "Şimdiye kadar böyle bir isim hiç duymamıştık." Hoca hemen taşı gediğine koyar: - "Ya sünnet diyeyim de onu da mı yiyesiniz?"

Ne yapıyorlar?

0 yorum
Delinin biri kuyuya bir taş atmış. Binlerce akıllı adam da bir araya gelip, o taşı kuyudan çıkarmaya çalışıyorlarmış. Olay yerine gelen bir adam, delinin yanına gidip, bu kadar adamın ne yaptığını sormuş, deli de cevaplamış: -"Elimdeki taşı kuyudan çıkarmaya çalışıyorlar..."

Etmezsen etme

0 yorum
Adamın biri, bir gün ağacın altında namaz kılıyormuş. Ağaçta bulunan başka biri de onu izliyormuş. Namazını bitiren adam daha sonra namazının kabul olması için Allah'a dua etmeye başlamış. - "Allahım sen namazımı kabul et." Ağaçtaki adam: - "Etmem", diye cevap vermiş. Adam şaşırmış. Tekrarlamış: - "Allahım sen kıldığım namazı kabul et." - "Etmem." Adamın şaşkınlığı iyice artmış. Yine: - "Allahım sen namazımı kabul et", demiş. Ağaçtaki adam tekrar: - "Etmem", deyince adam sinirlenmiş. - "Etmezsen etme. Zaten abdestsiz kılmıştım."

Nerede doğdun?

0 yorum
İki deli sohbet ederler, biri söyler: -"Ben aslında Almanya'da doğdum." Diğeri cevap verir: -"Ben de hastanede doğmuşum." -"Aa, hastalığın neymiş ki?"

Tatlanmamış

0 yorum
Deliler havuzun yanına gitmişler. Biri bir avuç su alıp içmiş: -"Sabah iki kesme şeker atmıştım, hala tatlanmamış." Bilgiç olan cevaplamış: -"Salak, karıştırmazsan tatlanır mı?"

Diş fırçası

0 yorum
Akıl hastası, diş fırçasına köpeğim diyor ve gerçekten de köpeği gibi davranıyordu. Doktoru da her gece, diş fırçasını gösterip "Bu nedir?" diyor, "Köpeğim" deyince de fırçaya sabaha kadar el koyuyordu. Yine bir gün, doktor fırçayı gösterip -"Bu ne?" der. -"Deli misin doktor, bildiğin diş fırçası!" diye yanıt alınca da fırçayı deliye verir. Kapıdan çıkarken, fırçasıyla konuşur: -"Oh be, yutturduk hıyara!"

Önde mi olsun arka da mı?

0 yorum
Yıllar süren tedaviden sonra, akıl hastasının artık iyileştiğine karar veren başhekim, hastayı taburcu etmeye karar vermiş. Bu mutlu haberi hastaya vermek üzere odasına çağırmış. Çok sevinen hasta mutlulukla cevap vermiş: -"Doktor bey, size hediye olarak bir ayakkabı almak istiyorum. Ama n'olur söyleyin, topuğu önde mi olsun arkada mı?"

Işığı niye açtın?

0 yorum
Akıl hastanesinde aynı odada kalan hastalardan biri, gecenin bir vakti kalkar ve ışığı yakar. Bunun üzerine uyanan hastalardan biri, buna çıkışır:-"Yahu niye yaktın şimdi ışığı?" -"Hiiiç... Öbür odaların ışığı açık mı değil mi anlamak için..."

Kapının anahtarı

0 yorum
Doktorlar, akıl hastaları ile ilgili yaptıkları bir araştırma çerçevesinde, bir grup hastayı bir odada toplayıp; duvara bir kapı resmi çizmişler. Tüm delilerin de eline birer anahtar vererek gözlem yapmaya başlamışlar. Delilerin hepsi duvardaki kapının kilidini açmaya çalışırlarken, bir tanesi kenarda oturuyormuş. Genç bir doktor, onun yanına gitmiş ve neden öylece oturduğunu sormuş:-"Doktor bey, deli bunlar deli... O ellerindeki anahtarlarla, o kapıyı açabileceklerini sanıyorlar..." "Yani o anahtarlarla bir şey yapamayacaklarını fark ettin?" -"Elbette o anahtarlar bir işe yaramaz doktor... Kapının anahtarı bendeki!"

Kaçış

0 yorum
İki deli hastane koşullarına dayanamayıp kaçmaya karar verirler. Bir gece, çok başarılı bir operasyonun ardından, hastane dışına çıkarlar; ancak bir markete girip, bir şeyler alarak dönerler. Arkadaşları, kaçmayı başardıkları halde neden döndüklerini sorunca; şu cevabı verirler:-"Bugün provasını yaptık, asıl kaçış yarın gece!"

Plan bozuldu

0 yorum
Deliler bir kaçma planı yaparlar. Lider deli, planı açıklar: -"Önce birinci kapıyı, sonra ikinci kapıyı, sonra da üçüncü kapıyı kırıp çıkacağız. Sonra özgürüz." Zaman gelince harekete geçerler. 1. kapıyı kırarlar, 2. kapıyı kırarlar, 3. kapıyı ise açık bulurlar. Lider deli haykırır: -"Allah kahretsin, plan suya düştü çabuk dönün!"

Balık - Alık

0 yorum
Deli deniz kenarında duvara oturmuş. Elinde de bir olta, yoldan geçen biri dalga geçerek sormuş: "Orada balık mı tutuyorsun sen?" "Hayır alık tutuyorum." "Tutabildin mi bari?" "Çook... Seninle 23 oldu..."

Kulaklarını kesersek?

0 yorum
Doktor akıl hastasıyla terapi yapmaktadır; sorar:-"Bir kulağını kesersek ne olur?" -"Canım acır, hem de çok!" -"Peki iki kulağını kesersek?" -"Aaa... O zaman iyi göremem!" -"O nedenmiş?" -"Ee iki kulağımı da keserseniz, gözlüklerim düşer!"

Bir kilo merhaba al desem?

0 yorum
Bir akıl hastası taburcu olmak üzeredir. Onunla ilgilenen doktor son bir soru sormak ister:-"Bana yarım kilo merhaba al desem, ne dersin?" -"Size deli derim doktor bey, olacak şey mi o dediğiniz?" Bunun üzerine memnuniyetle taburcu kağıtlarını imzalayan doktor, tam çıkarken hastasına sorar:-"Niçin deli derdin peki bana?" -"Merhaba kiloyla değil de, metreyle satılır da ondan!"

Karşı kaldırım

0 yorum
Bir akıl hastası, bulunduğu kaldırımdan karşı kaldırıma geçmiş ve orada nöbet tutmakta olan bir polis memuruna sormuş:-"Afedersiniz memur bey, karşı kaldırım nerede acaba?" Memur durumu biraz da garip karşılayarak cevap vermiş; "işte orası" demiş ve karşı kaldırımı göstermiş. Bunun üzerine akıl hastası memuru terslemiş:-"Kimi kandırıyorsun sen be! Daha az önce oradaki memura sordum, o burayı gösterdi!"

Armutlar

0 yorum
Akıl hastanesini teftiş etmekte olan bir müfettiş, bahçeye gelince, delilerin kendilerini çeşitli ağaçların dallarından aşağı sarkıttıklarını görmüş. Edindiği pekçok tecrübeye rağmen, daha önce görmediği bu olay ilgisini çekmiş ve görevlilere sormuş:-"Ne yapıyor bunlar?" -"Efendim, onlar kendilerini armut zanneden hastalar..." Müfettiş biraz daha ilerlemiş, ve yerde boylu boyunca yatan başka bir hasta görmüş:-"Peki bunun nesi var?" -"Ha o mu? Efendim o olgunlaşıp yere düşen armutlardan!"

Napolyon

0 yorum
Adamın biri sinemaya gitmiş. Gişeden bilet almış ve içeri girmiş. Tekrar almış, tekrar girmiş; tekrar almış, tekrar girmiş.. derken dört beş defa bilet almış.. Gişedeki adam dayanamayıp sormuş: - "Ya adam bu kaçıncı biletin?" - "İçerde bir deli var, biletimi durmadan yırtıyor.."

Bu katta durmuyor

0 yorum
Kadın doktora gitmiş ve: - "Doktor Bey, kocam kendini asansör sanıyor." - "Peki hanımefendi eşiniz niye gelmedi sizinle?" - "Getireceğim ama bir türlü bu katta durmuyor ki.."

Mısır tanesi

0 yorum
Adamın biri karakola müracaat ederek hayatından endişe ettiğini söyler. Komiser: - "Sizi kim tehdit ediyor?" - "Kümes hayvanları." - "Kümes hayvanları mı? Anlayamadım." - "Anlayamayacak ne var komiser bey? Görmüyor musunuz ben bir mısır tanesiyim!" Bir akıl hastasıyla karşı karşıya kaldığını anlayan komiser, hemen iki polis çağırarak adamı akıl hastanesine gönderir. Uzun bir tedaviden sonra adamı güç bela mısır tanesi olmadığına ikna ederler ve taburcu ederler. Adam akıl hastanesinden çıkar çıkmaz, tekrar başhekimin karşısına gelir. Rengi sapsarıdır. Başhekim: - "Hayrola neyin var?"

Şişeleri getirdin mi?

0 yorum
İki deli bir gün oyun oynamaya karar vermiş. Biri diğerine: - "Hadi ben kasap olayım, sen de müşteri ol", demiş. Diğeri de kabul etmiş. Müşteri olan deli kasaba gelmiş ve: - "Bir kilo odun verir misin usta?" demiş. Diğeri de: - "Olur, peki şişeleri getirdin mi?", demiş.

Bir kedi daha

0 yorum
Akıl hastanesinden kaçan iki deli, karşıdan gelen bekçiyi görünce iri gövdeli bir çınarın arkasına saklandılar. Bekçi, onların ayak seslerini işitmişti. Sordu: - "Kim o?" İçlerinden biri kedi gibi miyavladı. Bu başarılı miyavlamadan sonra bekçi yürüyüp gidiyordu ki, delilerin ayakları altındaki yapraklar hışırdadı. Bekçi geri dönüp yine seslendi: - "Kim var orada?" İkinci deli cevap verdi: - "Bir kedi daha."

Aptal değiliz

0 yorum
Adamın biri arabasıyla akıl hastanesinin önünden geçerken arabanın lastiği patlar ve fırlar gider. Adam aracını zorla kontrol eder ve şans eseri zararsızca yolun kenarına çeker. Bagajından stepne lastiği çıkarır fakat onu takmak icin hiç bijonu yoktur. Adamcağız başlar kara kara düşünmeye. Bu sırada akıl hastanesinin parmaklıklarına bir deli tırmanır ve adama seslenir: - "Hişt n'apıyorsun orada?" Adam: - "Ya sorma lastik patladı, yenisini takacağım ama hiç bijonum yok" Deli güler: - "O da dert mi, öbür tekerleklerden al birer bijon, böylece her tekerde 3 bijonun olur istediğin yere güvenle gidersin.." Adam bu akla hayret eder ve deliye sorar: - "Ya sen bunu nasıl düşünebildin be kardeşim, ne biçim delisin sen?" Deli yeniden güler: - "Deliyiz kardeşim de, aptal değiliz.."

Hepsi eriyor

0 yorum
Deli, kahveye girdiğinde soluk soluğaydı. Boş bir masaya oturup ocağa seslendi: - "Bana bir çay!" Çay geldi, şekerleri atıp karıştırdı. Garsondan yine şeker istedi. Onları da atıp karıştırdı, yeniden istedi. Garson: - "Sekiz şeker koydun çaya", dedi şaşkın şaşkın.. - "Koydum ama, işte görüyorsun, hepsi eriyor.."

Yüzme bilmiyorum

0 yorum
Günün birinde delilere yüzmelerini söylemişler. Hava çok sıcakmış. Deliler bunu severek kabul etmişler, ama havuz boşmuş. Atlayan çakılıyormuş. Bütün deliler atlamış, en sona bir deli kalmış. "Bu deli akıllanmış" diye konuşurlarken sormuşlar: - "Sen niye yüzmüyorsun?" - "Ben yüzme bilmiyorum ki.."

Kapı kilitli

0 yorum
Bir akıl hastanesinde deliler iyileşmiş mi, diye bakıyormuş doktorlar. Doktorlar duvara kapı çizmişler. Bütün deliler bu kapıya çarpıyorlarmış. En son bir deli kapının üzerine yürümemiş. "Neden geçmiyorsun?" demişler. "Tabi kapıyı kilitlediniz, anahtarı da aldınız; biz içeriye giremiyoruz." demiş..

Siz kaç kişisiniz?

0 yorum
Akıl hastanesini gezmekte olan gazeteci, bir koğuşta rastladığı hastaya sordu: - "Burada kaç kişiniz?" Karşısındaki, "boş ver" dedikten sonra: - "Asıl", dedi, "siz dışarıda kaç kişiniz?"

Sapan yapacağım

0 yorum
Adamın biri aklını sapanla bozmuş. Nerde bir karış lastik bulsa hemen sapan yapıp evlerin camına taş atıyormuş. Sonunda akıl hastanesine kapatmışlar. Gel zaman git zaman adam bir gün başhekimin odasına gitmiş "ben artık akıllandım, beni çıkarın" demiş. Başhekim: - "Peki seni çıkarırsak ne yapacaksın?" - "Evleneceğim." - "Evlenince ne yapacaksın?" - "Gelini alıp gerdek odasına getireceğim." - "Sonra?" - "Önce duvağını sonra gelinliğini çıkaracağım..." Doktor heyecanlanmış: - "Sonra, sonra?" - "Sonra sütyenini çıkaracağım.." - "Eee sonra?" - "Sonra külotunu çıkaracağım.." Doktor iyice heyecanlanmış artık: - "Anlat ,anlat sonra?" - "Külotunun lastiğini çıkarıp sapan yapacağım..."

Başhekim nasıl şaşıracak?

0 yorum
Uçak, Yeşilköy'den kalkmıştı. Bakırköy Akıl Hastanesinin üzerinden geçerken, pilot birden gülmeye başladı. Hostes bu gülüşün sebebini sorunca, pilot şu cevabı verdi: - "Başhekim kaçtığımı öğrenince kimbilir nasıl şaşıracak!"

Anlatmadan anlatmaya

0 yorum
Başhekim bir gün deliler hastanesinde hastaları ziyarete çıkar ve bir köşede delilerin kendi aralarında bir rakam söyledikten sonra güldüklerini görür ve sorar: - "Neden söylediğiniz her rakamdan sonra gülüyorsunuz diye?" Delinin biri cevap verir: - "Biz der bütün bildiğimiz fıkralara numara verdik.. 5 dediğimiz zaman 5 numaralı fıkra aklımıza geliyor gülüyoruz; 8 deyince 8 numaralı fıkra aklımıza geliyor, gülüyoruz", demiş. Başhekim "bir de ben söyleyeyim o zaman", demiş. "5", demiş çıt yok, "7" demiş çıt yok.. Bakmış çıt yok; sormuş "ben söyleyince neden gülmüyorsunuz?" Delinin biri cevap vermiş: - "Başhekimim anlatmadan anlatmaya fark var..."

Burda bekliyorum

0 yorum
İki deli oturuyormuş, birisi aniden ayağa kalkmış ve yürümeye başlamış. Oturan deli sormuş: - "Nereye?" - "Seni aramaya.." - "İyi.. Çabuk gel, ben seni burda bekliyorum.."

Hatırlamıyorum

0 yorum
Deliler hastanesinde bir deli arkadaşına peygamber olduğunu söyler, arkadaşı da ona inanmaz. - "Oğlum" der, "kafayı yedik de bu kadar da değil." Daha sonra bir diğer arkadaşının yanına gider ve der ki: - "Hasan peygamber olduğunu iddia ediyor". Bunun üzerine diğer arkadaşı: - "Yalan, çünkü ben öyle bir peygamber gönderdiğimi hatırlamıyorum."

Kurmadan yüzer mi?

0 yorum
Deli, saatini hastane bahçesindeki havuza atmıştı. Bunu gören arkadaşı: - "Niye attın saati havuza," demiş. - "Nasıl yüzdüğünü görmek için..." - "Peki, kurdun mu?" - "Hayır." - "Enayi, kurmadan yüzer mi?"

İki defadır göremedim

0 yorum
Akıl hastanesine yeni atanan doktor, koridorlarda dolaşırken bir de bakmış, otuz kırk kadar hasta sıraya girmişler, bir kapıdaki delikten içeri bakıyorlar.. Sırası geçen de tekrar sıraya giriyormuş. Bunun ne olduğunu merak eden doktor delikten bakmaya çalışınca, deliler buna engel olup: - "Sıraya geç hemşerim, bak biz sabahtan beri sıramızı bekliyoruz", diye adamı terslemişler. Çaresiz sıraya geçen doktor, onbeş yirmi dakika bekledikten sonra sıra kendisine gelince, delikten içeri bakmış fakat bir şey görememiş. Bu arada arkada sırasını bekleyenler: - "Hadi kardeşim, işimiz gücümüz var seni mi bekleyeceğiz", diyerek doktoru kenara iteklemişler. Baktığından bir şey anlamayan doktor tekrar sıraya geçmiş, sıra kendisine gelince yine bir şey görememiş, arkasındakiler itekleyip kenara atmışlar. Bunun üzerine genç doktor hastalara: - "Arkadaşlar iki defa baktığım halde hiçbir şey göremedim, neden acaba?" diye sorunca, hastalardan biri: - "Doktorcuğum, sen iki defa bakıp bir şey görememişsin, biz senelerden beri baktığımız halde bir şey göremiyoruz", diye cevap vermiş.

Karıştırmadın

0 yorum
İki deli havuzun başında oturuyorlarmış. Biri kalkıp havuza şeker atmış. Havuzdan bir yudum almış ve tükürmüş. Arkadaşına: - "Havuza şeker attım ama tatlı olmadı.." demiş. Arkadaşı: - "Karıştırmadın ki salak!"

Masraf kapısı

0 yorum
İki deli, yolda giderken bir direksiyon bulunca çok sevindiler. O sevinçle saatte 160la uzunca bir süre yol aldıktan sonra benzincinin önünde durdular. Arabayı süren: - "Yüz bin liralık", dedi. "Süper olsun." Benzinci ikisini de tepeden tırnağa süzdükten sonra: - "Gidin işinize be!" diye bağırdı. "Sizin civatalarınız gevşek!" İkincisi, araba kullanana döndü: - "Gördün mü! Araba masraf kapısı açtı bile!"

Armutları topluyorum

0 yorum
Bir gün tımarhane görevlilerinden biri bahçede gezerken iki deli görmüş. Bakmış ki delinin biri ağacın üstünde; biri ise ağacın altında. İkisi de bir şeyler yapıyormuş. Aşağıdakine sormuş: - "Yukarıdaki ne yapıyor?" - "Şu yukarıdaki mi? Sen buna bakma, salak işte. Ceviz ağacından armut toplamaya çalışıyor." - "Peki ya sen burada ne yapıyorsun?" - "Ben de düşen armutları topluyorum."

Kaçanları yiyelim

0 yorum
Akıl hastanesinden iki deliyi salıvereceklermiş. Doktorlar kendi aralarında "şunlara son bir test yapalım da görelim akılları başlarına gelmiş mi?" demişler. Bunun üzerine iki deliyi bir masa başına çağırmışlar. Masanın üzerine bir kavanoz dolusu siyah zeytin, bir kavanoz dolusu da canlı hamamböceği dökmüşler ve: - "Buyrun beyler, yiyiniz." demişler. Delilerden bir tanesi hemen zeytinlere saldırmış, öteki araya girmiş: - "Önce kaçanları yiyelim, öbürleri nasıl olsa duruyor!"

Tenefüs

0 yorum
Bir uçakta tam yedi deli varmış... Bunlardan sadece uçağı kullanan birinci pilot normalmiş.. İkinci pilot da deliymiş.. Durgun ve normal hava şartlarında yolculuk yaparlarken birden bire uçağın sağa ve sola yattığını hisseden birinci pilot şaşkınlıkla ikinci pilota sorunun ne olduğunu sormuş; o da, "sanırım bu dengesizlik içeriden delilerden geliyor" diye cevap vermiş. Birinci pilot, ikinci pilota emir vermiş: "o zaman git ve rahat durmalarını söyle!". Bunun üzerine delilerin yanına giden ikinci pilot onları susturmayı başarmış. Birinci pilot ikinci pilota "nasıl susturdun" diye sorduğunda; "ben öğretmen oldum, onlar öğrenci oldular.. uçağın imdat zilini çaldım şu an tenefüsteler.." diye cevap vermiş.

Ne bileyim?

0 yorum
Akıl hastanesinde koğuşları gezen başhekim, bir delinin oturmuş, birşeyler yazdığını gördü: - "Kolay gelsin ne yazıyorsun?" - "Mektup yazıyorum efendim." - "Yaaa..Kime yazıyorsun?" - "Kendime.." - "Peki ne yazılı mektupta?" - "İlahi doktor bey, deli misiniz siz.. Mektubu daha almadım ki içinde ne yazdığını bileyim?"

Enayi miyim?

0 yorum
Delinin biri hastanenin bahçesinde el arabasını ters çevirmiş ve sürmeye uğraşıyormuş. Bunu gören doktor; "öyle sürülmez, düzeltsene arabayı.." Deli hemen cevap verir: - "Geçen gün senin dediğin gibi sürdüm akşama kadar kum taşıttırdılar, enayi miyim ben?"

Provasını yaptık

0 yorum
İki deli bir gün deliler hastanesinden kaçmışlar. Kimse bu delileri bulamamış. Doktorlar ümitlerini kestikleri an deliler çika gelmiş. Doktorlar hayretle "niye geldiniz?" demişler.. Deliler: - "Yarın kaçacağız da, onun provasını yaptık."

Karşı duvarın çivisi

0 yorum
Delinin biri, çiviyi tersine çevirerek sivri tarafına vura vura duvara çakmaya başlamış. Onun bu halini gören başka bir deli işe karışmış: - "Baksana, yahu! Sen yanlış bir iş görüyorsun. Bu çivi karşıki duvarın çivisi olacak galiba", demiş.

Şişeleri getirdim

0 yorum
Akıl hastanesinde bir gün, bir deli hasta bakıcıyı yanına çağırır. "Bana çabuk 5 şişe kola getir" der. Hasta bakıcı buna kızar ve hastaya beş tokat atar ve "al işte kolalarını" der. Aradan zaman geçtikten sonra yine aynı hasta, bakıcıyı yine çağırır. Bu sefer hasta; hasta bakıcıyı tokatlar. Bakıcı, "ne oluyor?" der. Hasta cevap verir: - "Şişeleri getirdim abi."

Kurusun

0 yorum
Bir gün doktorlar, tımarhanede yaptıkları araştırmada en akıllı deliyi seçeceklermiş. Bir gün delilerden biri bahçede bulunan havuza düşmüş ve boğulmak üzereymiş. Delilerden biri havuza düşen arkadaşını kurtarmaya çalışmış. Bunu gören doktorlar arkadaşını kurtaran deliyi yanlarına çağırmışlar ve "seni en akıllı seçiyoruz" demişler. Doktorlardan biri: "Peki kurtardığın arkadaşını çağır da sana teşekkür etsin" demiş. Deli: "Gelemez ki!" Doktor: "Neden gelemezmiş?" Deli: "Çünkü kuruması için onu astım!"

Zürafa

0 yorum

Personel

0 yorum

Çöp

0 yorum

Şöförsüz Araba Hakkındaki Yorumlar...

0 yorum
Volkswagen'in ürettiği 'şoförsüz otomobil' ile alakalı internette yazılan ilginç yorumlar, hem güldürüyor hem düşündürüyor.

Keskin virajlara insan müdahalesi olmadan girebilen Volkswagen'in ürettiği VW Golf GTi 53 plus 1, lazer sensörleriyle tayin ettiği yol bilgilerini elektronik beynine yollayarak ilerliyor. Deneme sürüşlerinde 150 kilometreye kadar çıkabilen otomobil için internette ilginç yorumlar yayınlanıyor. Yorumlardan bazıları şöyle:

"Helal olsun bu arabayı yapanlara! Ama benim bir araba var, şoförle zor gidiyor. Şoförsüz olanına asla binmem?
Zevki nerede bu işin, direksiyonu ne yapacağız?
Trafik polisi "dur" dediğinde bu araba nasıl anlayacak? Basıp yoluna mı devam edecek?
İyi de bu araç yolda birkaç masumu çiğnerse, bunun sorumlusu kim olacak?
Dünya kadar para vereceksin, süremeyeceksin. Ne işe yarar?
Kaza yaparsa ne olacak? Program hatası mı diyeceğiz?
Şoförsüz araba da sollamaya kalkar mı önündekilerini?
Yeter artik! Teknolojinin de bir sınırı olmalı.
Aman kalsın kardeşim! Şoför olduğu halde her yıl yüzlerce can veriyoruz trafik terörüne, bir de olmadığını düşünsenize!
Başka şeylere kafa yorulsun. Siz bırakın şoförsüz araç yapmayı da petrol dışında başka kaynaklardan nasıl araç motoru çalışır onu bulun. Yakın zamanda petrol kaynakları tükenecek, bence bir seferberlik olması şart. Petrol olmazsa, ben ne yapayım şoförsüz aracı?"

SümbülZade Vehbi Efendi(Şiir Okumadan Geçmeyin Derim)

0 yorum
Aşağıdaki şiir, edebiyat tarihimizin saygın şahsiyetlerinden Sümbülzade Vehbi Efendi'nin müstesna bir eseridir. Şiirin hikayesi ise şöyle: Bir gün padişah Vehbi Efendi'yi yanına çağırır ve: "Bana öyle bir şiir yaz ki bir mısrasını okuyunca içimden seni öldürmek, bir sonrakini okuyunca ise ödüllendirmek gelsin" der. Ve işte sonuç aşağıda:

Azm-u hamam edelim, sürtüştürem ben sana,
Kese ile sabunu, rahat etsin cism-u can.

Lal-u şarap içurem ve ıslatıp geçirem,
Parmağına yüzüğü, hatem-i zer drahsan.

Eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır?
Lale ile sümbülü kakülüne nevcivan.

Diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
Bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.

Salınarak giderken arkandan ben sokayım,
Ard eteğin beline, olmasın çamur aman.

Kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
Sahtiyenden çizmeyi, olasın yola revan.

Öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarıda hiç,
Düşmanın bağrına, hançerimi nagehan.

Eğer arzu edersen, ben ağzına vereyim,
Yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.

Herkese vermektesin, bir de bana versene,
Avuç avuç altını, olsun kulun şaduman.

Sen her zaman gelesin, ben Vehbi'ye veresin,
Esselamun aleyküm ve aleykümesselam.

Nereden Buluyorlar Bunu Anlamış Değilim

0 yorum
Geçtiğimiz günlerde Amerika'da İngiltere ve Türkiye'nin de
Başbakanlarının katıldığı bir toplantı yapılmış.
Toplantı sonunda basının sorularına cevap veriliyormuş
Gazeteci sormuş ;
Ülkenizde 4 kişilik bir aile ne kadar gelirle rahat bir hayat
sürebilir ve siz ne kadar ödüyorsunuz?

Bush : Amerika'da 4 kişilik bir aile 5000 $ ile rahat bir yaşam
sürebilir. Biz onlara 6500 $ veriyoruz, geri kalan 1500 $ ı ne
yapıyorlar bilemiyorum.

Blair : İngiltere'de aynı aile 4000 Pound ile rahat yaşar. Biz
5000 pound veriyoruz, 1000 pound nereye gidiyor bilmiyoruz.

Türkiye Başbakanı : Türkiye'de aynı ailenin açlık sınırı 2000 TL' dir.
Biz onlara 600 TL veriyoruz. Geriye kalan 1400 TL' yi nereden buluyorlar bunu anlamış değiliz.

Tekrar yayındayız!

0 yorum
Selam millet!
Komedi Tüneli çok uzun bir aradan sonra tekrar sizlerle... 23.10.2008 tarihinde burayı kapatıp kendi bloguma geçmiştim. İlgilenememiştim çünkü burayla. Güncel tutamıyordum. Ama şimdi bir kadro kurup blogu devamlı güncel tutacağız.
Komedi Tüneli tekrar yayında! Yakında yazılara başlıyoruz. Bizi dikizlemeye devam edin.

22 Haziran 2009 Pazartesi

Komik Karikatürler Seçemece

0 yorum
iyiki gittik hoca efendiye
Mısırın Piramitleri
iddaaci :)
Diyetisyen ve dilenci`
7 cücelerden gerçekci


Devamı İçin Tıkla

Facebooka Nasıl Gidilir

0 yorum

sigarayı bırakmak

0 yorum

Yaran varsa gocun

0 yorum
Yaran varsa gocun yoksa her lafa zıplama!...

Sex hakkında 10 ilginç yazı

0 yorum
1) Sex matematiktir;
Vücudu toplar,
Elbiseleri Çikarir,
Bacaklari böler ve
Çarpar....

2) Küçük kiz annesine;
"Anne, yeni tanistigimiz komsunun oglunun pipisi yer fistigi
gibi!!!"
Anne; "!!! Küçük mü demek istiyorsun!??"
Küçük kiz;"Hayir, tuzlu..."

3) Son istatistikler: Erkekler sex den sonra ne > yapar?
2% birseyler yer.
3% sigara içer.
4% dus alir.
5% uyur.
86% kalkar, giyinir ve evine karisinin yanina gider.

4) Johnnie Cochran demis ki;
"Öpüsmek savasa hazirliktir.
Söyleki: Öpüsmek, gelecek nesillerin tohumlarinin atilma
ivmesini hizlandirma ülküsü ile altdaki savas bölgesinde daha ilerilere
girebilmek amaci ile üst bölgede yapilan hazirliktir.

5) Bir adam 3 aglayan bebekle trende yolculuk ediyormus.
Yaninda oturan bayan adama sormus;
" Bebekler sizin mi?"
Adam; " Hayir.... ben prezervatif fabrikasinda
çalisiyorum,onlar da müsteri sikayetleri"

6) Kadinlarin 5 ünlü yalani;
- Bakireyim.
- Ooo, çok büyük!!
- En iyi arkadasima bunu yapamam!!
- Evlenince sismanlamiyacagim...
- Geliyorum!!! geliyorum!!!

7) Bar da kizin yanina yanasan adam;
" Sihir yapmak istermisin?"
Kiz;
"Nasil bir sihir?"
Adam;
" Eve gidelim, sevişelim ve sonra sen kaybol"

8) Tom Clancy demis ki;
"Bence, para ile alinabilen sagliga yararli seylerin en dogali
ve en güzeli Sex dir.

9) Drew Carey demis ki;
"Ask olmadan sex anlamsiz bir deneyimdir fakat, anlamsiz gibi
görünen deneyimler müthis güzel olur..."

10) Woody Allen demis ki;
"Sex yapmak Briç oynamak gibidir, eger iyi bir partnere sahip degilseniz, kuvvetli bir eliniz olmak zorunda..."

Askerlikten Men Etme Yolu:)

0 yorum
Saygideger Hakim Bey..
Saygilarimla size açiklama özgürlügümü kullanarak bazi seyleri bildirmek istiyorum
Umarim bu durumu en kisa zamanda açikliga kavusturursunuz..
Su günlerde askerlige çagirilacagim.
Yasim 24 ve 44 yasinda bir dul bayanla evlendim, kendisinin de bir kizi var, 25 yasinda. Babam ise bu bahsetmis oldugum kizi ile evlendi.Böylelikle Babam, karimin kizi ile evlendigi icin damadim olmus oldu.
Bunun üzerine kizim da üvey annem olmus oldu babamla evlendigi icin..
Hanimimin ve benim gecen sene bir oglumuz oldu. Oglum hanimimin kizinin erkek kardesi oldu, ayni zamanda Babamin da enistesi. Birde üveyannemin erkek kardesi oldugu icin dayi oldu. Anliyacaginiz benim oglum benim
dayim oldu..
Babamin esi sene sonunda dünyaya bir erkek cocugu getirdi.O babamin oglu oldugu icin benimde erkek kardesim, ve de kizimin oglu oldugu icin de torunum. Yani ben torunumun erkek kardesiyim. Ayrica bir Annenin evladinin babasi esi olduguna göre bende Esimin Kizinin babasiyim ve de kizimin erkek cocugunun erkek kardesiyim. Kisacasi kendimin büyükbabasiyim..
Sayin Savci bey sizden ricam beni Askerlik görevimden azl etmenizdir, sizde biliyorsunuz ki kanunlarimizda Baba, Ogul ve Torun ayni zamanda askerlik yapamazlar..
Saygilarimla..

GÖNLÜMÜ FETHETTİĞİ İÇİN

0 yorum
GÖNLÜMÜ FETHETTİĞİ İÇİN
Fatihe sorarlar:
-İstanbulu niçin fethettin?
Cevap verir:
-Önce o benim gönlümü fethettiği için

Birbirine Baglı!!

0 yorum
Hâkim, kaza yaparak birkaç kişinin ölümüne yol açan bir şoförün ehliyetini iptal edince, şoför:
-Aman hakim bey, diye sızlanmış. Benim yaşayabilmem, şoförlük yapmama bağlı.
Hâkim cevap vermiş:
-Başkalarının yaşaması da sizin şoförlük yapmamanıza bağlı.

19 Haziran 2009 Cuma

Eski Mısır

0 yorum
Eskiden mısırlılar espirilerini yapmak için günlerce uğraşırlarmış. Bir tosun espirisi bile koca kayaları oya oya günler sürermiş.
 
Türkçesine çevirirsek aşağıdaki manzara karşınıza çıkacaktır!..

18 Haziran 2009 Perşembe

Değişiklik

0 yorum
Körfez Savaşı'ndan önceki yıllarda, Amerikalı bir bayan gazeteci, kadınlarla erkeklerin toplumdaki yeri hakkında bir yazı dizisi hazırlamak üzere Kuveyt'e gitmiş.

Gözlemleri sırasında ilk dikkatini çeken, kadınların kocalarının 5 adım gerisinden yürüdükleriymiş. Yıllar sonra aynı gazeteci tekrar bir yazı dizisi için Kuveyt'e gittiğinde bu sefer bir de bakmış kadınlar önden gidiyor, kocaları 5 adım arkalarından geliyor.

Gazeteci bu işe çok şaşırmış, hemen bir kadına yaklaşıp sormuş:

"Bu gördüğüm inanılmaz bir gelişme. Peki ama bu değişikliğin sebebi nedir?"

Kuveyt'li kadın cevap vermiş:
"Mayınlar..."

Piyango temele çıkarsa

0 yorum
Piyangoda büyük ikramiye çıkan Temel`i üç ay sonra bakkal, kasap ve borçlu olduğu diğer esnaf yolda çevirmişler:

"Temel, sana büyük ikramiye çıktığı halde üç aydır niye borcunu ödemiyorsun?" diye sormuşlar.

Temel:

"Zengin oldu, değişti demesinler diye…"

Vay velet

0 yorum
Mahkemede Hakim Temel'e sormuş:
"Söyle bakalım niye buraya geldin?"

Temel anlatmaya baslamış:

"Ben kamyon sürüyordum, bayır aşağı inerken frenler patladı. Sağıma baktım pazar yeri var en az 100 kişi var; önüme baktım bir okul orda da en az 100 kişi var; soluma baktım bir ağaç, ağacın altında da bir velet oraya kırdım direksiyonu. İçimden dedim ki bari 100 kişi öleceğine biri ölsün."

Hakim sinirlenmiş ve kendini tutamayıp:
 
"Onu anladık da kazada niye 50 ölü bir sürü de yaralı var kardeşim!"

Temel:

"O velet var ya o velet… O ağacın altından kalkıp pazar yerine koşmasaydı

Balık zekaya iyi gelir

0 yorum
Nasreddin Hoca, bir handa yemek yemek ister. Ancak onunla aynı zamanda başka bir yolcu daha hana girmiştir ve yemek üzere sadece bir balık vardır. Hancı bunu paylaşın der. Balık gelir ve hoca

-"Ben kafasını yemek istiyorum", der.

Diğer yolcu bunun nedenin sorar, Hoca açıklar:

-"Çünkü, balığın kafası zeka yapar, kafanın daha iyi, daha sağlıklı çalışmasını sağlar!"

Bunun üzerine diğer yolcu hemen münakaşa çıkarır ve balığın başını yemek istediğini söyler. Bunun üzerine Hoca balığın gövdesini, diğer adam da başını yer.

Bir süre sonra, balığın başıyla doymayan adam hocaya çıkışır:

-"Hocam, başını ben yedim ama sen bütün gövdeyi yiyip karnını doyurdun, bense aç kaldım."

-"Bak demedim mi ben sana akıllanırsın diye!"

Deli imtihanı

0 yorum
Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar:

"Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz? "
Doktor:
"Bir küveti su ile dolduruyoruz. sonra hastaya üç şey veriyoruz. bir kaşık, bir fincan, ve bir kova. sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz. Siz ne yapardınız?"
Adam:
"Hmmm! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova kaşık ve fincandan büyük."
"Hayır", der doktor. "Normal bir insan küvetin tıpasını çeker."

Patates Bahçesi

0 yorum
Nebraska'da yaşlı bir adam yaşardı. Patates ekimi için bahçeyi bellemesi gerekiyordu, lakin bu çok zor bir i şti. Tek oğlu olan David ona yardım edebilirdi, fakat o da hapisteydi. Yaşlı adam oğluna bir mektup yazdı ve müşkülatını izah etti.

****
Sevgili David,
Patates bahçemi belleyemeyeceğimden, kendimi çok kötü hissediyorum. Bahçeyi kazmak için oldukça yaşlanmış sayılırım. Burada olsan bütün derdim bitecekti. Biliyorum ki sen bahçeyi benim için hallederdin.
Sevgiler
Baban
****

Bir kaç gün sonra oğlundan bir mektup aldı.

****
Babacığım,
Allah aşkına bahçeyi kazma, ben oraya cesetleri gömmüştüm.
Sevgiler.
David
****

Ertesi gün sabaha karşı saat 04:00' de FBI ve yerel polis çıkageldi ve tüm sahayı kazdılar, lakin hiç bir cesede rastlamadılar. Yaşlı adamdan özür dileyerek gittiler.

Aynı gün yaşlı adam oğlundan bir mektup daha aldı.

****
Babacığım,
Şimdi patatesleri ekebilirsin. Bu şartlarda yapabileceğimin en iyisini yaptım.
Sevgiler
David
****

Hesap lütfen

0 yorum
Adamın biri, bir lokantanın önünden geçiyormuş. Bir bakmış camda kocaman bir ilan:
" Sen ye torunun ödesin!"
Adamın hoşuna gitmiş bu ilan. Girmiş içeri bir güzel karnını doyurmuş. Tam kalkacağı sırada garson hesabı getirmiş. Adam çıkışmış tabi:
"Bu ne kardeşim. Hani torunum ödeyecekti?"
"Tamam beyefendi haklısınız ama, bu zaten dedenizin hesabı."

Pens talebi

0 yorum
BEN PENİS OLARAK AŞAĞIDAKİ NEDENLERDEN DOLAYI ZAM İSTİYORUM:
BEDENSEL OLARAK ÇALIŞIYORUM...
HER İŞİMDE MUTLAKA KAFAMI DA KULLANIYORUM. ..
HEM DERİN, HEM YÜZEYSEL İŞLERDE ÇALIŞIYORUM...
HAFTA SONU TATİLİ, BAYRAM TATİLİM VE SENELİK İZİNLERİM YOK...
KARANLIK, HAVASIZ VE RUTUBETLİ ORTAMLARDA ÇALIŞIYORUM... 

ÇALIŞMA ORTAMIM ÇOK SICAK VE FAZLA MESAİ ÖDENMİYOR.... 
YAPTIĞIM İŞLERDE HASTALIĞA KAPILMA OLASILIĞIM ÇOK YÜKSEK. BUNA RAĞMEN SOSYAL GÜVENCEM YOK.

YÖNETİM KURULUNUN PENİSE CEVABI 
SEVGİLİ PENİS, ZAM İSTEĞİNİZ DEGERLENDİRİLDİ VE AŞAĞIDAKİ GEREKÇELERDEN ÖTÜRÜ OLUMSUZ KARŞILANDI:
ARALIKSIZ 8 SAAT ÇALIŞAMIYORSUNUZ. ..
KISA ZAMANDA YORULUP, SAATLERCE UYUYORSUNUZ. .. 

VERİLEN İŞLERİ SEÇİP HER İŞİ YAPMIYORSUNUZ, İTİRAZ EDİYOR, UYUMSUZ DAVRANIYORSUNUZ. .. KENDİLİĞİNDEN İŞE BAŞLAYAMIYORSUNUZ, SÜREKLİ TEŞVİK VE MOTİVASYON BEKLİYORSUNUZ. .. İŞİNİZ BİTMEDEN BAZEN İŞİNİZİ TERK EDİYORSUNUZ..
ÇALIŞIRKEN İŞ ELBİSESİ KULLANMIYOR, HATIRLATINCA İTİRAZ EDİYORSUNUZ.. .
İŞİNİZ BİTTİĞİNDE ARKANIZDA DAĞINIK VE PİS BİR ORTAM BIRAKIYORSUNUZ. ..
60 YAŞİNA YAKLAŞMADAN ÇALIŞAMAZ HALE GELİYORSUNUZ....
VE BELİRTMEDEN GEÇEMEYECEĞİM; SÜREKLİ YANINIZDAKİ ŞÜPHELİ İKİ
TOPLA GÖRÜLMENİZ DÜZENSİZ YAŞAM SÜRDÜĞÜNÜZÜ
GÖSTERİYOR... 


SAYGILAR

Kadınlar ve Erkekler

0 yorum
AH KADINLAR VAH ERKEKLER
 

Erkek , 38 , İstanbul

Karımla alışveriş merkezinde dolaşırken birden
önümüzden inanılmaz güzel bir kadın geçti. Nasıl
oldu ben de anlamadım ama ilk defa bir kadına bu derece
kilitlendim. Bu durumun farkında olan karımın şu s
özleri ile kendime geldim. "Bakma faslın bittiyse
kavgaya geçeceğim!"

Erkek , 30 , İzmir

Nişanlıyken karımla iddiaya girmiştik. Evlendikten
sonra ilk kim "Bu gece olmaz" derse tüm
evliliğimiz boyunca ütüyü o yapacaktı. Centilmenliğimi
göstermek için iddia sonuçlanana kadar ütüyü yapmayı
kabul ettim. Altı senelik evliyiz, ütüyü hala ben
yapıyorum. Bu güzel kadın ya bana gerçekten çok aşık
ya da ütü yapmaktan hakikaten nefret ediyor.

Kadın , 40 , Çanakkale

Ateşli bir gecenin sonunda omuzunda yatarken soruyorum
"Beni seviyor musun?" diye. Magmalara gelesice
kocamdan cevap geliyor. "Sevdik ya!"

Erkek , 25 , İstanbul

Ülkemizde kişi başı milli gelir 10.000$'a
yaklaşmış. Benim cebimde 10 YTL var. Kim hakkımı
yiyorsa haram olsun!

Kadın , 34 , İstanbul

Dün haberlerde çıkan tekstil sektörünün krize
girmesine kocamın yorumu: "Bak bir aydır alışveriş
yapmıyorsun, tekstil krize girmiş!"

Kadın , 34 , İstanbul

"Seviyor musun?" dedim, "Seviyorum."
dedi. "Ne kadar?" dedim, "Çok." dedi.
"Ne kadar çok?" dedim. "Her akşam eve gelip
dırdırını çekecek kadar çok..." dedi. Sustum...

Kadın , 23 , İstanbul

Ramazanda cemaat toplanmış, teravihde. Ufaklığın teki
de annesinin peş ine takılmış gelmiş. Namaz
kılınırken sessiz sessiz olanları izleyen çocuğun
dudaklarından hayal gücünü ortaya koyan şu cümleler
dökülüyor. ''Yatın kölelerim! Kalkın
kölelerim! Yatın kölelerim! Kalkın kölelerim!''
Cemaat uzun süre secdeden kalkamadı tabi...

Kadın , 26 , Ankara

Şiddetli kavgamız sırasında "Gidiyorum ben,
bitti!" dediğimde "Dönerken mutfaktan su getir,
sana laf anlatacağım diye boğazım kurudu!" diyen
kocamı huzurlarınızda yılın kozalağı seçiyorum.

Erkek , 37 , İstanbul

Bir alkış da Sema ismindeki sevgilisine doğum gününde
''Semaver'' hediye eden arkadaşıma gelsin
lütfen.

Erkek , 23 , Antalya

Bir alkış da sınava giderken, 1 GB'lık flash
disc'e Kur-an'ı Kerim ve dualar atan, sonra da
boynuna asan ve cevşen niyetine kullanan kardeşime gelsin.

Kadın , 31 , İstanbul

Haftasonu babasıyla gezmek için süslenmeyi abartan
oğluma "Oğlum çapkınlık mı yapacaksınız?"
diye sordum. Oğlum tüm sempatikliğiyle cevap verdi;
"Evet anne, babam da bakıyor kızlara ben de. Ama
senin kadar güzelini görmedik!"

Türkiyeden Holywod esintileri

0 yorum
Türk uyarlaması harika olmuş ;)
Holywood'un yüzlerce kez işlediği;
'uçakta pilotlar ölür ya da bayılır, yolculardan biri merkezden telsiz talimatıyla uçağı indirir'
klişesinin uyarlanmış hali. ABD de olur da Türkiye'de olmaz mı ? yurdum insanı el atmış mevzuuya.


- aloo, aloo, abi ben kamil koc istanbul-ankara otobüsünden arıyorum. kaptan molada içkiyi fazla kaçırdı herhalde, uyuyor şimdi.

- evlat sakin ol, muavin orda mı?


- hayır, otobüste değil, tanrım ona ne olduğu konusunda hiçbir fikrim yok!


- tamam evlat, hiç korkma, sizi kurtaracağız. şimdi şoförü yavaşça koltuktan yana çek, sen oturacaksın onun yerine.


- ama onu yana çekersem düşer, kendinde değil!


- düşsün pezevenk! oraya senin oturman lazım.


- tamam, oturdum. şimdi ne yapmalıyım?


- direksiyonu tut, ne çok sıkı ne çok gevşek.


- tuttum. çok eğlenceli görünüyor ehu


- evlat, ciddi ol, 40 yolcunun hayatı senin elinde. şimdi; önündeki panelde


bir çok gösterge var değil mi? tam ortadaki büyük olana bak, ne yazıyor


orda?


- bismillahirrahmanirrahim.


- hayır göstergenin üstündeki yazıya değil göstergeye bak! Hız göstergesine bak, kaçla gittiğinizi görebiliyor musun?


- sıfır.


- nasıl sıfır? dikkatli bak.


- sıfır, gerçekten sıfır. ölecek miyiz?


- otobüs duruyor mu gidiyor mu bunu söyle bana seni kuş beyinli!


- duruyooor


- kalk sit tir git eşşoğlueşşek! bize de panik yaptırdın. Şoför uyanınca devam edersiniz

Karma fıkralar

0 yorum
İki deli yolda yürüyormuş
                   birinci deli; ben gidiyorum susadım demiş
                   ikinci deli; hazır gitmişken benim içinde içiver demiş.
                   birinci deli; tamam deyip gitmiş on dakika sonra gülerek gelmiş.
                   ikinci deli; ne oldu diye sormuş
                   birinci deli; ha hay kendi yerime temiz su, senin yerinede boklu su içtim demiş.



             DİKKAT:
                  1.25 cm boyunda ,simsiyah saçlı, yeşil gözlü, 80 yaşında kaynanam kaybolmuştur.
                  görenler insaniyet namına görmezden gelsin... LÜTFEN!



            Nasrettin Hocaya sormuşlar;
                 Hocam, ramazan bizden memnun gitti mi?
                 Hoca cevap vermiş; memnun gitmese her sene on gün önceden gelir miydi?



          Kadının biri denize girer tek başına açılmaya başlar. az sonra bikinisinin altının düştüğünü fark eder
      ne yapacağım diye düşünürken bir tahta parçası bulur ve önüne örter. sahile çıkar herkes oraya bakıp güler.
      kadın önüne kapattığı tahtaya bakar ve ne görsün...
              '' Derinlik:2 metre, 18 yaşından küçükler giremez ''




           Hristiyan çocuğun birisi annesinden bisiklet istemiş. o da; sen çok yaramazsın,
      günahında çok İsa'dan iste bisikleti demiş. çocukda oturup İsaya mektup yazmış beğenmemiş yırtmış
      bir daha yazmış yırtmış, birdaha birdaha yazmış yine yırtmış. sonra kiliseye gitmiş. bunu gören anne sevinmiş
      çocuğum akıllanıyor diye ama kiliseye giden çocuk sağına soluna bakmış kimsecikler yok.
      meryem ana biblosunu alıp eve gelmiş. oturmuş  başlamış tekrar mektup yazmaya:
      İSA ANAN ELİMDE BİSİKLETİ İSTER GETİR İSTER GETİRME:)


        
          Cemaatten abinin birini gaza getirmeye çalışırlar sen bir kıza laf atamazsın diye.
      Biraz uğraşırlar bizim abi yer gazı gider otobüs durağına. kızın birine seslenir:
      GIIIIZ SEN SÜPHANEKEYİ BİLİYON MU? :)


         Adamın birinin ineği hastalanmış adam dua etmiş 'Allah'ım eğer ineğim iyileşirse 15 gün oruç tutacağım''
      demiş. inek  iyileşmiş. adam verdiği sözü tutup 15 gün orucunu tutmuş ama 16. gün inek ölüvermiş.
     Adam ellerini açmış;'' Allah'ım bu garip kulunu kandırdığınısanma sakın. bende ineği kurbana sayarım,
     orucuda ramazandan düşerim'' demiş.


            Kadın kocasına sorar:'' popomu nasıl buluyorsun'' diye
            Adam cevap verir: çamaşı makinesi gibi.
       kadın bozulur elbette ama bozuntuya vermez. gece olur
           adam kadını arzular. karıcığım sevişmeye ne dersin der.
           kadın; kusura bakma küçücük bir şey için koskoca çamaşır makinesini çalıştıramam.
      bir zahmet elinde çitileyiver der.


       
              Genç imam göreve geldiği köyde güzel bir kıza aşık olmuş ve kızı babasından istemiş.
         fakat babası benim verilecek kızım yok demiş imama. imam tekrar istemiş, tekrar istemiş ama
         faydasız adam kızını vermemiş. o akşam imam minareye çıkmış ezanını okumak için ve demiş ki;
          '' BU EZAN BENDEN TÜM SEVİPTE KAVUŞAMAYANLARA GELSİN.




Kadının biri birgün  işe geç kalmış taksiye binmiş ama aceleden taksi parasını evde unutmuş.
         taksiciye parayı evde unuttuğunu söylemiş ama taksici, ya para ya da.... demiş. Kadın ya da yı seçmiş.
          İş yerinde patrona; geç kaldım özür dilerim demiş ama patron dinlememiş ya işten kovarım seni ya da...
          demiş. Kadın ya da yı seçmiş. bu durum kadının psikolojisini bozmuş tabii ve bir psikoloğa gitmiş anlatmış
          başından geçenleri ben hep ya da ları seçtim demiş. bu durum üzerine psikolog da ya olanları kocana anlatırım

Susarak öğrenme

0 yorum
Susarak öğrenme ile ilgilği müthiş bir duygusal hikaye...
SUSMAK VE ÖĞRENMEK

Bir gün susmayı öğrendim. Öyle bir sustum ki belki sonsuza kadar susacaktım.
  

Çünkü susmak benim küçücük dünyamda babamla kurduğum iletişim tarzıydı.
Babam akşamları eve yorgun dönerdi. Ben bütün gün evde sıkılır onun
gelişini iple çekerdim.
Daha o kapıdan girer girmez boynuna atılır onunla oynamak isterdim. Babam
sarılır, öper sonra da, hadi odana git, derdi. Yemek hazırlanınca annem
çağırır bu defa masada bir araya gelirdik babamla.Onlar annemle konuşurken
ben araya girer, sesimi duyuramayınca da bağırırdım. Babam sinirlenir,
'Bütün gün insanlara kafa patlatmaktan bunaldım, birde sen kafamı
ütüleme!' derdi. Annem de 'Bütün gün zaten seninle uğraştım, bir çift laf
da mı konuşturtmayacaksın babanla?' diye
çıkışır, beni odama gönderirdi.


Çaresiz bir şekilde boynumu büker odama yani hapishaneme doğru yol
alırdım. Babam arkamdan, 'Bizim bir odamız bile yoktu, her şeye sahip,
hâlâ ne istiyor anlamadım.' diye bağırmaya devam ederdi. 'Keşke benim de
bir odam olmasaydı, keşke bizim de evimiz bir odalı olsaydı da hep
birlikte otursaydık' derdim içimden; ama yüksek sesle söylemeye cesaret
edemezdim. Yemekten sonra babam kanepeye uzanır, eline kumandayı alır,
televizyon seyrederdi. Beni yanına çağırır biraz severdi. Onun izleyeceği
önemli birşey varsa
beni adeta yerimden bile kıpırdatmazdı. Azıcık hare ket edip koşup oynamaya
çalışsam oda hapsim yeniden başlardı. Bir gün anladım ki susunca babamla
daha iyi anlaşıyoruz. Bu defa susarak yapabileceğim oyunlar geliştirmeye
başladım. Önce resim yaparak başladım işe. Babam çizdiğim resimleri çok
beğeniyor; 'Bak, böyle uslu uslu oyna işte.' diyordu. Babam bazen göz

ucuyla bakıyor, resimle ilgili bir şey sorsam afallıyordu. Ama bana
kızarak beni artık odama göndermiyordu.


'Son günlerde ne de akıllandı benim oğlum.' diye komşulara anlatıyordu
annem halimi.
Resimlerim arttıkça ortalık dağılmaya başladı. Annem 'Odanı topla!'diye
odama kapattığında işe nereden başlayacağımı bilemiyordum.
Ben bunlarla uğraşırken zaman geçiyor; ama odamı toparlamayı
beceremiyordum. Annem odama gelip 'Bak sana resim yapmayı yasaklayacağım.'
dedi bir gün. Susuyor olmamı usluluk olarak değerlendiren ailem resim
yapmayı da elimden alırsa ben ne yapacaktım?


Bu düşüncelerle bir aile tablosu yaptım. Babam eve gelince uygun zamanı
kolladım. Her zamanki gibi yemekler yendi, odaya geçildi. Babam oturur
oturmaz çizdiğim resmi getirdim. Babam baktı. Hım, dedi 'Çok güzel
olmuş.Bu adam benim herhalde.' dedi.
Ben 'Hayır o adam değil, bu çocuk sensin.'dedim. O 'Hayır, bu adam benim,
bu çocuk sensin, bu küçük kız da arkadaşın.'dedi.
Ben yine 'Hayır, o büyük adam benim, bu küçük adam sensin, bu küçük kız da
annem.' dedim.
Babam benimle uğraşmaktan vazgeçip: 'Peki neden bizi küçük çizdin?' dedi.
Heyecanla başladım anlatmaya.

 

Ben büyüyüp adam olacağım. İş bulup
çalışacağım. Siz yaşlanıp küçüleceksiniz. Beliniz bükülecek, komşumuz
Ahmet amca ile Ayşe teyze gibi küçücük kalacaksınız. Ben işten geldiğimde
yorgun olacağım. Siz benimle konuşmaya çalıştığınızda işyerinde kafam
şişmiş olacağından sizi duymayacağım bile. Siz benimle bir şeyler
paylaşmak istediğinizde 'Hadi odanıza çekilin de kafa dinleyeyim.'
diyeceğim. Ve bir de bağıracağım 'Her şeylerini alıyorum. Sıcacık odaları
da var, daha ne istiyorlar' diye.
Annemle babamın gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Duyduklarına

inanamıyorlardı. Bana sarılıp beni öyle içten bir okşayışları vardı ki
sonsuza kadar konuşsam hiç bıkmadan dinleyecekler gibiydi


Farkında' Olmalı İnsan...Kendisinin, Hayatın Olayların, Gidişatın Farkında
Olmalı

17 Haziran 2009 Çarşamba

Kedi nasıl yıkanır?

0 yorum
Evinizde bir kedi besliyorsanız, temizliğine dikkat etmeniz gerekiyor. Tuvalet eğitimini vermeniz gereksede kendi kendilerine banyo yapamazlar. O yüzden sizin kediyi nasıl yıkamanız gerektiğini bilmeniz gerekiyor. Kedi nasıl yıkanır bilmeniz lazım. Sizin için kedi nasıl yıkanız adlı resimli belgesel buldum.

Her çiçekten bal alınmaz

0 yorum
Her çiçekten bal alırım diyen arılara ithaf olunur. Kısaca her çiçekten bal alınmaz. Yerler sizi :)

Heykelimi çekermisin?

0 yorum
Eskiden fotoğraf ve resimden önce yontma taş devrinde taşlara resim ve heykeller yapılırmış. Bir fotoğrafımı çekermisin dediğinizde işlem birkaç hafta sürüyor :)

Bilgisayar ve TV paradoksu

0 yorum
Bilgisayarla TV arasında gidip geliyoruz. Resmen paradoks yaşamaya başladık.

Call Center aramaları

0 yorum
Hepimiz call centerları aramışızdır. Uzun ses kayıtları ve uzun numara tuşlamaları kafamızı karıştırmışdır. Bununla ilgili güzel bir karikatür buldum.

15 Haziran 2009 Pazartesi

Yeni Tabu Oyunu (süperrrr) komik

0 yorum
Kelime: iskolik
> -sen nesin?
> -neyim?
> -hani geç saatlere kadar kaliyosunya bankada!
> -enayi!!!!
> -yo ya..
> -dangalak
> -ya öyle demek istemedim ya!
>
>
>
> Kelime: eskimo
> - kutupta yasarlar
> - (hep bir agizdan) ayiiiiiii
> - yok insan olanlari
> - hee eskimo
>
> Kelime: Pire
> - Götünde ne var ?
> - ???
> - Hani kafada da olur
> - KIL!
> - Hayir, hani böcek gibi bisey...
> - Ipek böcegi!
> - Uhaa....!!!
>
> Kelime: berlin duvari
> - hani avrupa'da bi ülkee..
> - berlin duvari !!!
>
>
>
> Kelime: Çürük
> hikaye: anlatacak olan askere gidecek.
> -abi, ben ne olursam askere gidemem?
> ... sessizlikten sonra
> -ibneee...!!!
>
> Kelime: muamele
> -hani erkekler gider
> -maç
> -hayir...hani siftah yapilir milli olunur ya..
> -genelev!!!!
> -evet iste orda bisey..
> -PEÇETE!!
> -allah belani...igrençsin Yunus
>
> Kelime: hamile
> -hani atiyorum biz ileride ne yapabiliriz?
> -evlenebiliriz
> -atiyorum sonra ne olabilir?
> -benden niye bu kadar kaçiyosun!!!
> (ve iki lafin arasinda film kopar)
>
> Kelime: Kapuska
> -Bu ne yaa? Abi ben bunu anlatamam! (Pas dedikten sonra,)
igrenç bi yemek..
> -Kapuska !!!
>
> Kelime: dirdir
> anlatan: - "her evde olur ..."
> oyuncu1: - "kur'an "
> oyuncu2: - "prezervatif..."
>
> Kelime: Yasemin'In Penceresi
> Anlatici: "Hani böyle ünlü birisi var herkesi konuk ediyor
sonrada >iste
> güzel anilar yasiyolar.
> Cevaplayici: Çagla Sikel
> Anlatici: Ne çaglasi oglum
> Cevaplayici: Hani herkesi evine aliyo ya sonra da
> Anlatici: Uff bosver devam edelim hüzünlü seyler yasiyolar
Cevaplayici :..??!!
> Anlatici: Hani kadinin adi bir çiçek adi sonra ikinci kelime
de
>evdeki bir
> nesnenin adi?
> Cevaplayici: Menekse'nin Donu
>
> (Topluluk Iptal, Anlatici aglar)
>
> Kelime: bes para etmez
> ben: baba benim deyerim ne kadar?;
> baba: dunyalar kadar kizim;
> ben: baba dunyanin deyeri ne kadar?;
> baba: bes para etmez kizim.... :)))
>
>
>
> kelime: papatya
> -hani geçen yaz piknikte sana takmistim ya
> -grup: ?!?!?!?!?!?!?!?
>
> kelime: tirbuson
> a:hani hic acilmamis seyin icine sokarsin
> b:igrenc !!
> a:tamam..tamam; icinden cikarirken zorlanirsin bazanda
fiskirir... b:yeter beeee !!
>
> kelime: dövme
> hikaye: (kelimeler:igne,deri,ejderha,resim...)
> gökhan:hani ben hep elimi kaldirinca sen ne dersin!?
> funda:DÖVME abijim!
> gökhan:aferm söle adam ol!
>
>
>
> kelime: Hakan Sükür
> anlatan:Hani,kütük?!
> grup:Hakan Sükür!
>
> kelime: Çöp Ögütücüsü
> hikaye: B: Sizin evde mutfakta, lavabonun altinda ne var >
D: Boru
> B: Hayir Baska
> D: Cöp Kutusu
> B: Kes
> D: Kutusu
> B: öteki
> D: Çöp
> B: hah!. Simdi ikincisi biseyi küçültmek.
> D: Ufalamak
> B: hayir! Baska, kesmek, parçalamak.
> D: Ögütmek.
> B: Hah! Kes onu
> D: Ögüt, ögütcü, ögütücü,
> B: Evet birlestir
> D: Çöp Ögütücü
> B: Hayir ek getireceksin
> D: Çöp Ögütücü, Çöp Ögüten, Çöp Ögütmek,
> B: Hayir, Ne içeriz,
> D: Su
> B: hah ona benziyor.
> D: ...... Çöp Ögütücüsu!!!
> (Süre çoktan bitmistir ve hala ugrasiyor olmalilar!)
>
> Kelime: maraton
> -mitsubisinin otobüsünü söyle
> -prenses!
> -bi önceki model?
> -maraton
>
> kelime: kaftan
> anlatan:(kaf dagindan gitmek ister)hani masallardaki dag. >
cevaplayan:cudi dagi....?
> anlatan: lan oglum 3 harfli bir dag...
> cevaplayan: cud dagi..
> ev halki komple yikilir tabii
>
> kelime: Tamirat
> A: televizyonunun çalismama sebebi ne olabilir?
> B: bozulmustur.
> A: hah! bisey bozulunca ne yaptirirsin?
> B: tamir.
> A: çok güzel! türet bunu.
> B: neyini türetcem bunun be?
> A: himzz..essegin büyügüne ne denir?
> B: at
> A: çok güsel.birlestir simdi ( umutlanmistir anlatici)
> B: AT TAMIRI!!!
> A: karti firlatir, mekani terkeder
>
> kelime: Ters takla
> B:Hani sen hep yaparsin ya.. TERSTEN..
> M:hö? nasi yani.. tersten bisey yapmam ben saçmalama.. (süre
biter) B:ters taklaydi bee..
> M:yuh artik.. ben durmadan ters takla mi atiyom??
>
> kelime: Pele
> KIZ: Siz ne yapmayi seversiniz?
> ERKEK: Poker oynamayi, mac seyretmeyi
> KIZ: Ha ha iste o!! Hani guzel kizlar, kalcali falan
(Brezilya'dan bahsediyo)
> ERKEK: Sergen!!!!
> GRUP: IPTAL
>
> Kelime: koleksiyon
> -hani erkekler kizlari tavlamak icin gelsana evdeki seyimi
>göstereyim ...
> - !!!!!
>
> Kelime: kestane
> -basin belada neyi çizdirirsin?
> -kestane!
>
> Kelime: makas
> -böyle delikleri var parmagini içine sokuyosun sonra
oynatiyosun >uçlari
> uzun hareket ediyo
> -o ne ya (uzun süre anlattiktan sonra)
> -lan gerizekali 2 deligi var onun içine parmak sokuyon
hareket
ediyo -burun
> - ?
> -karistirinca oluyo ööle
> -salak ucu uzun mu !!????