14 Mayıs 2009 Perşembe

Bir kaç Fıkra

FIKRA 1)hastanenin birinden iki deLi kaçmış... bütün hastahane görewLileri ayağa kaLkmış...2. gün bide bakmışLarki deLiler kendi ayaKlArıyLa hastaneye geLiOrlar- nerdeydiniz die soranLaraLa hastaneden kaçacaktık prowa yaptık demişLer

FIKRA 2)Edirne'ye yeni atanan Osmanlı valisi, kesesini doldurmak ister. Bunun için bir kurnazlık düşünür. Kendisini kutlamaya gelen topluluklar temsilcilerini makamında kabul ettikçe, odanın ortasına bağlattığı keçiyi göstererek sorar:- Bu nedir? - Keçi, efendimiz.- Bilemediniz. Beşyüz altın ceza vereceksiniz.Ermeni topluluğu temsilcileri, Rum topluluğu temsilcileri !!bilemedikleri!! gerekçesiyle beşer yüz altın cezaya çarptırıldıktan sonra Musevi temsilcisi girer.- Bu nedir haham efendi?Haham neşeyle gülümseyerek cevap verir:- Paşa hazretleri, bu ne keçidir, ne tekedir, ne koyundur. Bu, Allah'ın bir belasıdır. Emir buyurun, ne kadar uygun görürseniz verip çıkalım.

FIKRA 3)Akıl hastanesinde bir gün bir hasta bakıcıyı yanına çağırır. "Bana çabuk 5 şişe kola getir" der. Hasta bakıcı buna kızar ve hastaya beş tokat atar ve "al işte kolalarını" der. Aradan zaman geçtikten sonra yine aynı hasta, bakıcıyı yine çağırır. Bu sefer hasta bakıcıyı tokatlar."Bakıcı ne oluyor?" der. Hasta cevap verir. "Şişeleri getirdim abi".

FIKRA 4)Öğretmen derste herkese teker teker büyüyünce ne olacaklarını soruyormuş. Sırayla sorarken sıra bizim İsmet'e gelir. Öğretmen: - İsmet büyüyünce ne olmak istiyorsun? İsmet: - Doktor, ressam ya da cam temizlikçisi. Öğretmen: - En çok hangisini olmak istiyorsun? İsmet: - Önemi yok, hepsinde de çıplak kadın göreceğim.

FIKRA 5) Üniversite son sınıf öğrencisi yazılı sınavından kalınca doğru hocasına gider: -"Siz sınıfta bırakarak hayata atılmamı önlüyor ve beni cezalandırıyorsunuz. İşin bu yanını hiç düşündünüz mü?" -"Tabii düşündüm. Hocanın görevi bilgiyi ölçmek, yeterli olmayanı sınıfta bırakmak değil mi?" -"İyi. O zaman size bir teklifim var. Bir soru da ben size soracağım. Doğru cevabı verirseniz, ben kötü notumu kabul edip sınıfta kalacağım. Bilemezseniz, notumu düzeltecek ve sınıfı geçirteceksiniz. (Hocanın keyfi yerinde. Teklifi kabul eder.) Ve öğrenci sorar: -"Yasal olup, mantıklı olmayan nedir? Mantıklı olup, yasal olmayan nedir? Ve de ne mantıklı ne de yasal olmayan nedir?" Hoca uzun uzun düşünür ama cevabı bulamaz. İddia gereği öğrencisine iyi not vererek sınıfı geçirir. Ama aklı da soruda kalır. Sonunda sınıfın en iyi öğrencisini çağırır, olayı anlatır ve sorunun yanıtını bilip bilmediğini sorar. Öğrenci hemen cevap verir: -"Siz 65 yaşındasınız ve 23 yaşında bir kadınla evlisiniz. Bu yasal ama mantıklı değil. Karınızın 25 yaşında bir sevgilisi var. Bu mantıklı ama yasal değil. Siz karınızın sevgilisini, zayıf alıp sınıfta kalması gerekirkeniyi not verip mezun ediyorsunuz. Bu da ne mantıklı, ne de yasal."

FIKRA 6)Ögretmen bir gün ögrencilerine söyle bir soru sormus : - Insanlarda istem disi çalisan sey nedir ? Ögrencilerden biri parmak kaldirip cevap vermis : - Tik tir hocam... Ögretmen soruyu bilen ögrencisine : - Aferin oglum senin adinne? diye sormus. Ögrenci : - Tüleyman hocam... demis...

FIKRA 7)Küçük Ali okula başladığından beri her gün ögretmeni Aysel hanıma gidip, - "Öğretmenim beni yanlış sınıfa koydunuz, benim yerim birinci sınıf değil, ablam üçüncü sinifta ama ben en az onun kadar akıllıyım, hiç olmazsa beni üçüncü sınıfa alın." diye şikayet edermiş. Bundan sıkılan Aysel ögretmen bir gün Ali'yi kaptığı gibi okul müdürüne çıkmış ve olayı anlatmış. Okul müdürü: - "Peki" demiş, "Bu çocugu bir imtihan edelim, yeri üçüncü sınıfsa o sınıfa koyalım" ve baslamış sorgulamaya, - Iki kere iki? - Ali hemen "Dört" demiş, - "Sekiz kere dokuz?" Ali hemen -"Yetmis iki" demis, -"Kaç mevsim var?" Ali hemen -"Dört" demis. Bu sirada Aysel hocada - "Müsaade ederseniz bir kaç soruda ben sorayim" demis ve sormus: - "Söyle bakalim Ali, ineklerde dört tane ama bende iki tane var, bu nedir?" Ali hemen -"Ayak" demis, Aysel hoca sormuş -"Peki senin pantolonunda olupta benim pantolonumda olmayan şey nedir?" Ali hemen yanitlamis -"Cep". Bunun üzerine Aysel hoca dönmüs müdüre, -"Üçe koyalım hocam" diyecekken Müdür, Aysel hocanin sözünü kesmiş, -"Hocam, bu çocugu üçe degil beşinci sınıfa koyalım, zira son iki suale ben doğru cevap veremedim"

FIKRA 8)Öğrencinin biri Mısır'da üniversite okuyormuş. Yazılılar bittikten sonra sömestır tatili olmuş. Arkadaşı Ali'ye, ben memleketime gidiyorum sen bana notlarımı iletirsin: Eğer bir zayıfım varsa Ali'nin selamı var, iki zayıfım varsa Muhammed'in selamı var, üç zayıfım var ise Muhammet Emin'in selamı var dersin demiş. Arkadaşı notlara baktıktan sonra evini aramış, babası çıkmış telefona. Ali orada mı diye sormuş; babası, yok demiş, o da notu bırakmış: - Ali geldiğinde söyleyin, ümmeti Muhammed'in selamı var.

FIKRA 9)Küçük John okuldan eve gelir ve üzgün bir sekilde, "Matematik dersinden 1 aldim" der. Babasi hemen sorar, "Neden ?" "Ögretmen 3x2 kaç eder?" diye sordu, ben de "6" dedim. Babasi hemen oglunu tasdikler ve "Fakat bu dogru" der. Ondan sonra da "ögretmen 2x3 kaç eder?" diye sordu. "Has siktir, ne farki var ki ?" "Ben de ögretmene aynisini söyledim

FIKRA 10)Öğretmen çocukların "mucize" kelimesini bulmalarını istiyormuş. - İnsan yirminci kattan düşüp ölmezse buna ne denur? - Tesadüf, demiş öğrenci Temel Öğretmen soruyu yinelemiş. - Peki, insan yirminci kattan ikinci kez düşer yine ölmezse ne denir? - Şans. - Peki üçüncü kez olsa? - Alışkanlık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder